Hayata İz Bırak 12 Eylül 2023, 21:32

TÜRKİYE'NİN TEK KURTULUŞ YOLU TEK KURTULUŞ MODELİ KOOPERATİFLEŞMEDİR...
TÜRKİYE'NİN TEK KURTULUŞ YOLU TEK KURTULUŞ MODELİ KOOPERATİFLEŞMEDİR...
GEÇMİŞTEN BERİ ASGARİ ÜCRET VE ALTINDA ÜCRETLERLE BİR HAYAT BİR GELECEK KURMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ...
ARTIK KONFOR ALANINIZIN DIŞINA ÇIKIP HAREKETE GEÇMENİZ GEREKİYOR...
KENDİNDEN DAHA AKILLI İNSANLARLA ÇALIŞACAK KADAR AKILLI BİRİSİYİZ...
YILLARCA BU KONULARDA KENDİMİZİ PROFESYONEL OLARAK GELİŞTİRDİK.
VE ŞUNU ANLADIK...
HİÇ BİRİMİZ TEK BAŞIMIZA
HİÇ BİRŞEYİ BAŞARAMAYIZ...
KİMSE TEK BAŞINA BİRŞEY İFADE ETMİYOR ANCAK BEN KAVRAMINDAN UZAKLAŞIP BİZ OLDUĞUMUZDA BAŞARININ GELDİĞİNİ GÖZLEMLEDİM...
DÜNYA ANALİZ ETME YETENEĞİNE SAHİP İNSANLARLA YÜRÜYOR...
BAZILARI SADECE PEŞİNDEN GİDİYOR...
ÇOĞU DA PEŞİNDEN GİDEMEYECEK KADAR DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP DEĞİL.
VE YILLARDIR YANLIŞ BİLDİĞİNİZ DOĞRULAR YOKMU İŞTE ONLAR İŞLERİN İÇİNDEN ÇIKAMIYORSUNUZ...
DÜNYA BAŞKA BAMBAŞKA BİR YERE EVRİLİRKEN
BİZ HALA GEREKSİZ ŞEYLERLE UĞRAŞMAYA DEVAM EDİYORUZ...
HAYAT SİZDEN VE YAŞADIKLARINIZDAN İBARET DEĞİL..
ÜLKELER ARTIK ŞİRKETLERLE DEĞİL KOOPERATİFLERLE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR DEVASA PROJELER DEVASA ORTAKLIKLAR VE DEVASA ÜRETİM... ÜLKELERDEKİ İNSANLARIN ORTAK KATILIMI İLE ÇOK BÜYÜK ORGANİZASYONLARA İMZA ATIYORLAR.
BİLİM BİLGİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİYİ KULLANMADAN
ÇAĞA AYAK UYDURMADAN ÜRETİMİ ARTIRMADAN
BIR ARPA BOYU YOL KAT EDEMEYİZ.
O YÜZDEN BİRLİKTE HAREKET ETMEMİZ GEREKİYOR MINIMUM RİSKLERİ MAXSIMUM KAZANCA ÇEVİRMEK HİÇ BU KADAR KOLAY OLMAZDI...
ARTIK KAFANIZDAKİ ŞU SAÇMA SAPAN ÇİFTLİK BANK ZİHNİYETİNDEN PONZİ SAADET ZİNCİRİ SİSTEMİ GİBİ MODELLERDEN SIYRILMA ZAMANI
BU MODELLER İNSANLARI MAGDUR ETTİ DİYE HİÇ BİR GİRİŞİMDE BULUNMAYACAKMIYIZ YADA BUNLAR YUZUNDEN HİÇ BİR PROJEYE GÜVENEMEYECEKMİYİZ....
TEK KURTULUŞUMUZ KOOPERATİF SISTEMİ
Dünya ülkeleri 1900’lü yılların ortasından itibaren savaşların yıkıcı etkilerinden kurtulmak için kalkınma planlarını yaparken en önemli kaynağın gıda ve enerji olduğunu görmüştür ve haritalarını bu kaynaklara sahip olmak üzere oluşturmuştur.
Bu noktada Türkiye’nin tarıma elverişli yapısı, ürün zenginliği ve köklü tarımsal üretim kültürünün olması Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından son derece doğru bir şekilde değerlendirilmiş ve bu alanda yatırımlar ardı ardına yapılmıştır.
Atatürk’ün talimatıyla bu alanda yapılan Devlet yatırımlarından bazıları;
Alpullu Şeker Fabrikası (1926), Uşak Şeker Fabrikası(1926), Bünyan Dokuma Fabrikası (1927), Kırıkkale Elektrik Santrali Ve Çelik Fabrikası (1928) Ankara Havagazı Fabrikası (1929), Kırıkkale Elektrik Santrali Ve Çelik Fabrikası (1931) Eskişehir Şeker Fabrikası (1934), Turhal Şeker Fabrikaları (1934), Konya Ereğli Bez Fabrikası(1934), Bakırköy Bez Fabrikası (1934), Bursa Süt Fabrikası (1934), İzmit Paşabahçe Şişe Ve Cam Fabrikası (1934), Isparta Gülyağı Fabrikası (1934), Ankara, Konya, Eskişehir Ve Sivas Buğday Siloları (1934), Paşabahçe Şişe Ve Cam Fabrikası (1935), Kayseri Bez Fabrikası (1934), Nazilli Basma Fabrikası (1935), Bursa Merinos Fabrikası (1935), Gemlik Suni İpek Fabrikası (1935), Ankara Çubuk Barajı (1936), Malatya Bez Fabrikası (1937), İzmit Kağıt Ve Karton Fabrikası (1934)
Ayrıca ATATÜRK tarımın sürdürülebilirliğinin kooperatiflerle sağlanacağını da çok iyi bildiğinden, 1920’den itibaren sürekli olarak Türkiye’deki kooperatif hareketlerinin içinde yer almıştır.
Gittiği yerlerde yaptığı konuşmalarında kooperatifçiliğe yer vererek halkın bilinçlenmesine çalışmıştır.
Ülkemizde, 1920 ile 1938 yılları arasında kooperatiflere yönelik yapılan tüm hukuki düzenlemeler de, ATATÜRK’ün önderliğinde gerçekleştirilmiştir.
Ancak Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ardından kalıcı bir Tarım Politikası belirlenememiş ve sorunlar artarak günümüze kadar gelmiştir.
Özellikle 90’lı yıllarda dış güçlerin ekonomimizde hakimiyet yaratma ve tarımımızı ele geçirme çalışmaları çerçevesinde “Yurtdışında daha ucuz ise üretmeyelim ithal edelim” anlayışı hakim olmaya başlamıştır.
Yine bu dönemde Türkiye, pamuk sayesinde Dünya tekstil sektöründe söz sahibi haline gelmişti. Bunu engellemek isteyen dış kaynaklı lobiler GSM kredileriyle ithalatı özendirmiş, böylece bir çok alanda denge unsuru olan pamuk tarımı bitirilmiştir. Pamuk tarımının bitirilmesiyle ülkemizde birçok denge alt üst edilmiş oldu çünkü elyafıyla tekstil sektörünü, küspesiyle yem sektörünü, yağıyla da gıda sektörünü destekleyen stratejik bir üründü.
Türkiye’nin tarımdaki potansiyelini kullanabilmesi, dünya pazarında dengeleri alt üst edeceği için uluslararası sermaye, sürekli olarak yeni yollar deneyerek tarımdaki yapısal sorunların artması için lobi faaliyetlerini sürdürmüştür. Kalıcı bir Tarım Politikamızın olmaması da sorunların her geçen gün artmasına neden olmuştur.
Yine 1990’lı yıllarda liberalleşme politikalarıyla birlikte yabancı sermayeli dev şirketlerin Türkiye gıda pazarına girişi hızlanmış oldu. Öncelikle gıdanın, tüketiciye ulaşan noktası olan zincir marketler kuruldu.
Küçük esnaf işletmelerinin bu dev sermayeli marketlerle rekabet etme şansı zaten yoktu. Diğer yandan yıllarca uygulanan ithalat politikaları sayesinde yem, gübre ve benzeri bir çok tarımsal girdinin yurtdışından alınmasıyla dışa bağımlılık zaten sağlanmıştı.
Ardından da “Büyük Ölçekli İşletmeler” özendirilmeye başlandı. Köyünde 5 ineğiyle 10 dekar tarlasında üretim yapan aile işletmelerinin yerine 1000 başlık çiftlikler özendirildi.
Krediler, hibeler verilerek tarımı, dev şirketler elinde tekelleştirme çalışmaları başladı. Küçük aile işletmelerinin tasfiyesi, dışa bağımlı tarımsal girdi fiyatlarının her gün yükselmesiyle daha da hızlandırıldı ve günümüzde aile işletmelerinin büyük bölümü tarımdan kopmak zorunda kaldı.
Uygulanan yanlış politikalarla 20 yılda Türkiye’nin kır ve kent nüfusunda orantısız bir değişim yaşanırken ülkemiz; üretmeyen, ithal eden bir duruma düşürülmeye çalışıldı. Günümüzde ise bu durumun etkileri toplumun her alanında ciddi infial yaratır duruma geldi.
TÜRKİYENİN KURTULUŞU TARIM,
TARIMIN KURTULUŞU KOOPERATİFLEŞMEDİR.
Ülkemizin üzerine oynanan ve son 20 yılda etkisini iyice arttıran tekelleşme oyunlarından kurtulmak için en etkin yol, Kooperatifleşmedir. Çünkü Ülkemizde tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yüzde 70’i küçük aile işletmelerinde yapılmaktadır.
Küçük ölçekli aile işletmelerini, kooperatifler çatısı altında birleştirip, teknoloji ile buluşmalarını sağlayarak modernize edersek tarım ve hayvancılıkta Dünya pazarında söz sahibi ülkelerden birisi oluruz. Bu nedenle diyoruz ki Köylümüz sorun değildir, onların sorunları var ve bu sorunları çözmek hepimizin görevidir.
Diğer yandan “Kooperatifleşme” denildiğinde gerek ülkemizde gerekse uluslararası arenada çok farklı modeller bulunmaktadır. Ancak sonuç almak istiyorsak kooperatifleşme hamlemizi Türkiye’nin koşullarına uygun bir model üzerinden sağlamalıyız.
GELECEĞİNİZ İÇİN YARINLARINIZ İÇİN
UMUTLARINIZ VE ÇOCUKLARINIZ İÇİN
MİRAS NİTELİĞİNDE BİR PROJE..
YOLA ÇIKMA AMACIMIZ;
"HAYATA İZ BIRAK" SLOGANI İLE ÇIKTIĞIMIZ DÜNYANIN EN BÜYÜK KOOPERATİFİ OLMA YOLUNDA İZTOKEN VE SOSYAL KALKINMA VE DESTEKLEME PLATFORMU İLE BİRLİKTE
MİNİMUM RİSKLERLE
MAKSİMUM KAZANÇ ELDE ETMEK.
DÜNYANIN EN BÜYÜK KOOPERATİF SİSTEMİ OLMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK.
SAĞLAM ADIMLARLA YAVAŞ YAVAŞ BELİRLENEN YOL HARİTASININ DIŞINA ÇIKMAYACAK ŞEKİLDE PROFESYONEL EKİPLERLE PROJEMİZİ YÖNETECEĞİZ.
DİĞER PROJELER
-
Doğal Sabun Ürünleri
15 Ekim 2023, 11:13 -
Yabancı Vatandaş İşlemleri
15 Ekim 2023, 10:46 -
Tek Kullanımlık Ahşap Ürünler
14 Ekim 2023, 21:21 -
Gömlek İçi Balistik Yelek
14 Ekim 2023, 20:57 -
Açılır Masa ve Sandalye (NTB-MS-HA-1)
30 Eylül 2023, 22:30 -
Koltuk&Kanepe&Köşe ve Maxi Takılar (NTB-HU-3)
30 Eylül 2023, 22:01 -
Metal Karyola&Ranza (NTB-HU-2)
30 Eylül 2023, 21:55 -
Duvar Üniteleri (NTB-HU-1)
30 Eylül 2023, 21:50 -
Koltuk&Kanepe&Köşe ve Maxi Takılar (NTB-KKKM-1)
30 Eylül 2023, 21:38 -
Avangard Mobilya (NTB-AGM-1)
30 Eylül 2023, 21:28